Kuruçeşme’deki bir otelde ALKAŞ tarafından düzenlenen MIPIM 2022 tanıtım toplantısında konuşan Kurum, bu tür etkinliklerin yeni fikirlerin ve tecrübelerin paylaşılmasıyla sektöre her zaman taze bir soluk getirdiğini ifade etti.
Salgın süreci ve iklim değişikliğinin köklü değişiklikleri de beraberinde getirdiğini belirten Kurum, “Tüm dünyada olduğu gibi, biz de Kovid-19 sonrasında, her şeyi yeniden gözden geçirdiğimiz, yeniden yorumladığımız bir süreçten geçiyoruz. Aslında bunu tüm dünya derinden hissetmekte. İnşaat sektörüne baktığımızda tedarik zincirinde bir bozulma var. Pandemi sürecinde tüm tedarik zincirlerinde olduğu gibi inşaat sektöründe bir daralma yaşandı. Bu da ister istemez inşaat fiyatlarına yansımakta.” diye konuştu.
İklim değişikliğiyle mücadelede Türkiye’nin Paris İklim Antlaşması’na imza atarak yürürlüğe koyduğunu hatırlatan Kurum, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Türkiye’yi bekleyen 2 hedef var. Birincisi, 2053’te net sıfır emisyon hedefi, diğeri ise yeşil kalkınma hedefi. Ben bu ifadeyi çok önemsiyorum. Yeşil kalkınma devrimiyle, artık çevrecilik, şehircilik, tarım, ticaret, sanayi ve hatta sanata kadar tüm kavramlar radikal bir şekilde kabuk değiştirecek, dönüşecek. Bugün baktığımızda 17 bakanlığımız, koordinasyonunu da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak bizim yürüttüğümüz, tüm kamu kurumlarımızın içinde yer aldığı, önümüzdeki süreçte STK’lerin, üniversitelerin katkı sağlayacağı, orta ve uzun vadeli kalkınma plan ve programlarını, yeşil kalkınma plan devriminin gerektirdiği şekilde hazırlamaya gayret gösteriyoruz.”
Türkiye’nin siyasal istikrarsızlık, işgal girişimleri gibi nedenlerle sanayi devrimini kaçırdığını, darbeler, cuntalar, koalisyon hükümetlerinin getirdiği güvensizlikler ve bunların getirdiği özgüvensizlikle beraber teknoloji devrimine de yeterli uyumu sağlayamadığını söyleyen Kurum, artık istikrar ve güven ortamının sağlanarak, Türkiye’nin her alanda yüksek devlet iradesi ortaya koyduğunu kaydetti.
Bakan Kurum, Türkiye’nin, yeşil kalkınmaya maruz kalan değil, bu dönemi yöneten, yönlendiren, liderlik eden bir ülke olduğunu dile getirerek, “Yeşil kalkınma devrimi sadece ulusal anlamda bizi değil, tüm bölgemizi hareketlendirecek. Baktığımızda ticaretimizin yüzde 50’den fazlasını AB’ye yapıyoruz. Onlar da oyunun kurallarını şimdiden koymuş durumdalar. Onlar da 2030’da emisyonlarını yüzde 50 azaltacaklar, 2050’de net sıfır emisyon hedefine erişeceklerini vadediyorlar. Artık tüm dünya ticaretini yeşil dönüşüm üzerinden yapıyor. Artık bizim de inşaatlarımızda kullanacağımız, suların dönüşümü olsun, atık suların yeniden arıtılarak bahçe sularında kullanılması olsun, binalarımızdaki enerji verimliliğinin en yüksek seviyelerde değerlendirildiği, fabrikalarımızın yeşil fabrika anlayışıyla yapıldığı, iklim dostu şehirler anlayışıyla mimarinin yönetildiği bir sürece giriyoruz.” diye konuştu.
Yeşil dönüşümden elde edilen ürünlerin kullanılması, depozito sistemi gibi birçok yeniliği insanların hayatında göreceklerini söyleyen Kurum, bu alanda da bu işleri ilk yapan ülke olmak istediklerini ifade etti.
İklim değişikliği mücadeleyi sadece bir çevre meselesi olarak görmediklerini, aynı zamanda kalkınma ve güvenlik meselesi olarak gördüklerini anlatan Kurum, yeni dönemde iklim ve çevre dostu yatırımları destekleyen uluslararası fonlara çok daha kolay ulaşılacağından, birçok sektörde düşük karbon teknolojilerine yatırım ve finansman imkanlarının güçleneceğinden söz etti.
Yeşil dönüşümle iş gücü ve istihdamda da olumlu değişiklikler öngördüklerini aktaran Kurum, şöyle devam etti:
“Araştırmalar şunu gösteriyor, her 10 milyon liralık yeşil yatırım ile 40 kişiye ilave iş istihdamı sağlamak öngörülmekte. Birçok meslek alanında, teknik becerilere sahip olan kişilere ihtiyaç artacak. Gayrimenkul ve inşaat sektöründe özellikle dijital temelli yeni uzmanlık alanları, atık müşavirliği gibi yeni iş kolları ortaya çıkacak. Gayrimenkul ve inşaat sektörlerimizi, Türkiye’nin stratejik gücü haline getirip yine lokomotif olma özelliğini yürüteceğiz. Bu ülkenin ekonomik büyümesinde, en büyük rol geleceğimizin lokomotifi inşaat sektörü olacaktır.
Yer seçimi doğru yapılmamış hiçbir yatırıma müsaade etmeyeceğiz. Yanlış arazi kullanımına izin vermeyeceğiz. Altyapı yetersizliklerine, estetik ve silueti bozan yapılara, şehrin kimliği ve kalitesini bozan yanlış uygulamalara asla tahammülümüz yok, mani olacağız.”
Bu yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 7,4 büyümeyle G-20 ülkeleri arasında ilk sırada Türkiye’nin yer aldığını hatırlatan Kurum, şunları anlattı:
“İhracatta tarihi rekorlar kırıyoruz. 221 milyar dolar seviyesine gelmiş durumdayız. Bugün geldiğimiz noktada ihracatımızın, ithalatımızı karşılama oranı da yüzde 90’lara yaklaştı. Pandemi öncesi 1,7 milyon olan sektörel istihdam sayısı bugün 2 milyona yaklaştı. Pandemi sürecini tüm olumsuzluklara rağmen istihdamı artıran bir anlayışla yürüttük. Yine kasım ayında konut satışlarının bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 59 artarak 178 bin 814’e ulaştığını görüyoruz. Bu başarı, sizlerin başarısı, dostlarımızın eseri, sizlerin eseri, sektörümüzün eseri. Bu eseri gölgede bırakmak isteyenlere, bugün baktığınızda döviz kuru üzerinden manipülasyonlar yaparak Türkiye’yi sıkıştırma arzusunda olanlara, yatırımı engellemek isteyen lobilere bundan önce de olduğu gibi bundan sonra da müsaade etmeyeceğiz. Durmayacağız, çalışmaya, üretmeye ve hedeflerimizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz.”
Merkezinde insan olan dönüşümle, afetlere hazır, kimlikli, engelli dostu, daha yaşanabilir ve daha güvenli şehirler kurduklarını söyleyen Kurum, afet ve salgın hastalıklardan şehirlerin etkilenmemesi için tedbirler aldıklarını, şehirlerin altyapısını güçlendirdiklerini vurguladı.
Dar gelirli vatandaşlar için İstanbul’da sosyal konutlar inşa ettiklerini hatırlatan Kurum, on binlerce yeni sosyal konut ürettiklerini ve toplamda 1 milyon 100 bine konuta ulaştıkları bilgisini verdi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, kentsel dönüşümle alakalı 2012’den bu yana, tam 1,7 milyon konutun dönüşümünü tamamladıklarını belirterek, şu bilgileri aktardı:
“2 senedir pandemi süreci olmasına rağmen sahada yatırım değeri 110 milyar lira olan 330 bin dönüşüm ve sosyal konutumuzun inşasını sürdürüyoruz. İstanbul’un 39 ilçesinin tamamında 130 bin bağımsız birimde kentsel dönüşüm çalışmalarımız devam ediyor. Elazığ’da ve İzmir’de cumhuriyet tarihinin en kapsamlı dönüşümünü gerçekleştiriyoruz. Giresun, Kastamonu, Rize, Artvin, Antalya ve Muğla’da dönüşüm çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Bugün tam 44 ilimizde, 79 tarihi meydanımızı yeniden ihya ediyoruz.”
54 milyondan fazla vatandaşa afetlere karşı güvenli konutlarda oturma imkanı sağladıklarını dile getiren Kurum, şehirlerin kalkınmasına, ekonomisine ve istihdamına yeni sanayilerle katkı sağladıklarını ifade etti.
Bakan Kurum, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kredi destekleriyle alakalı kentsel dönüşümde 200 bin liraya kadar bankalar faiz desteği veriyordu. Faiz desteğimizi 200 bin liranın daha da üzerine çıkarmak suretiyle adımlarımızı atacağız. Hem İstanbul’umuzu hem de 81 ilimizi depreme hazır hale getirecek, belediye ve özel sektörümüzle birlikte bu süreci yürütüyor olacağız.”