5 yaşında babasını kaybetti, devlet desteğiyle hayallerine kavuştu
1996 Kahramanmaraş Afşin doğumlu olan Zümra Karakurt, 2000 yılında babasını kaybettikten sonra aynı yıl Kahramanmaraş Çocuk Esirgeme Kurumuna verildi. Eğitimine devam eden Karakurt, 2014 yılında Çukurova Elektrik Anadolu Lisesinden mezun oldu. 2016 yılında İstanbul Medipol Üniversitesi Eczacılık Bölümü’nü tam burslu kazanan Karakurt, 2021 yılında mezun oldu. Şu anda çift ana dal programı ile Uluslararası İlişkiler Programına devam eden Karakurt, 3 gün önce Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca devlet korumasında yetişen 985 gencin kamu kurumlarına ataması töreninde İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi’ne eczacı olarak atandı. Hayallerini gerçekleştiren Karakurt, kendisi gibi koruma altında yetişen gençlere örnek oldu.
‘BAŞARIMIN GÖRÜLMESİ BENİ MOTİVE ETTİ’
Zümra Karakurt, törendeki konuşmasında “Ortaokulda bakanlığımız akademik başarısı yüksek çocukları Paris’e göndermişti. Ben de bunlardan bir tanesiydim. İlk yurt dışı tecrübemi bakanlık sayesinde gerçekleştirmiş oldum. Bu başarı benimdi evet; ama bu başarımın görüldüğü ve ödüllendirildiği bir sistem beni çok daha gazla motive ve çalışmaya itti. Küçük bir kız olarak başladığım bu yolculuğa eczacı olarak devam edebiliyorsam biz koruma ve bakım altında olan çocukların ilgi, destek, sevgi ve emekle neler başarabileceğini bugün burada bir kere daha görmüş olduk” diye konuştu.
‘DEVLETİN DESTEĞİNİ HİÇ KESİLMEDİ’
Bakan Derya Yanık’ın da törendeki konuşmasında tebrik ettiği Zümra Karakurt, DHA’ya konuştu. Zümra Karakurt, ailesinin yokluğunu küçük yaşta daha fazla hissettiğini; ancak üniversitede herkesin ailesinden uzak olduğunu görünce herkesle eşit konumda olduğunu düşünmeye başladığını belirtti. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın desteğinin hiçbir zaman kesilmediğini belirten Karakurt, “Hep sağlık alanında okumak istiyordum. Bir dönem tıp okumak istediğim de oldu. Doktorların çalışma şartları ağır olduğu için vazgeçtim. O yüzden daha eğlenceli, laboratuvarları daha yoğun olan eczacılık bölümüne daha fazla ilgi duydum. Ben sadece lisansla yetinmeyi düşünmüyorum. Yüksek lisans ve doktora yapıp akademisyen olarak kendimi göstermek istiyorum. 19 yaşına kadar yurtta koruma altındaydım, sonrasında üniversite okurken de bakanlığın desteği ve bursları devam etti. Şu ana kadar koruma ve bakım altında kaldım diyebilirim. Eczacılık okuduğum süreçte bana çok kıymet gösterdiler. O yüzden onlara da teşekkür etmek istiyorum” dedi.
‘ONLAR DA HAYALLERİNİ GERÇEKLEŞTİREBİLİRLER’
Karakurt, kendisi gibi koruma altında büyüyen gençlere rol model olmak istediğini ifade ederek, “Ben benim gibi olan, bir şekilde hayata bazı yönlerden daha eksik başlayan çocukların, istedikleri ve hayal ettikleri zaman bir yerlere gelebileceğini göstermek için buradayım. Bir şeyleri hayal ettiyseniz onun olmasını istiyorsanız ben hayallerimi gerçekleştirdim. Onlar da hayallerini gerçekleştirebilirler. Rol model olarak gelip görünmek istedim. 13-14 yaşlarından sonra ergenliğin getirdiği hırçınlıkla sanırım biraz daha hayallerinin uzaklaştığını düşünenler olabiliyor. Özellikle o süreçte yapılan destek, ilgi, alaka çok önemli. Bizim topluluğumuz eleştirmeyi çok sever. Burada olmak, bakıma ve koruma altında olmak bizim seçimimiz değildi. O yüzden ayrıştırmak yerine biraz daha birleştirici olmayı tavsiye ediyorum” diye konuştu.
‘O EV ORTAMI SİZİ TOPLUMUN PARÇASI YAPIYOR’
Karakurt, koğuş tipi, yurt tipi yerlerden ev tipine geçilmesinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Çünkü bir apartmanın dairesinde yaşayan çocuklardan bir tanesi oluyorsunuz. O ev ortamı, o apartmandan çıkış, okula gidiş aslında sizi toplumun biraz daha parçası haline getiriyor” dedi. Karakurt, Bakan Derya Yanık’ın törende kendisini tebrik ettiğini söyleyerek, “Törende yaptığı konuşmasında çok tebrik etti ve mutlu olduğunu söyledi. Kendisinin zaten yanında oturuyordum. Açıkçası motive oldum” dedi.