CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, iki firmanın abonesi olduklarını, onlardan gelen anket raporlarına da açıp bakmadığını belirterek, “Gazetelerde, haber sitelerinde yayımlanınca şöyle bir bakıyorum. Bizim için anket değil alan önemli” dedi. Selahattin Demirtaş’ın siyasi tutuklu olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu ” Demirtaş haksız yere tutuklu. Bir an evvel hür kalması benim en büyük arzum. Osman Kavala da bir an evvel özgür kalmalı. Haklarındaki özgür kalmalarına dair yargı kararlarının uygulanması gerekiyor” davetinde bulundu.
T24’ten Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtlayan CHP başkanı Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Muhafazakâr kesim CHP’ye ya da adayına oy vermez” telaffuzunu, tartışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Buna katılmıyorum. Muhafazakâr olarak tanımladığımız kesim; hepimizin ortak lisanıyla kul hakkı yemeyen, adaletli olan, adaleti savunan, haksızlıklara karşı duran, insan haklarını savunan kişi istiyor. Hasebiyle muhafazakâr kesitin esasen bilhassa üzerinde durduğu bahis devlet idaresinde adaletin sağlanmasıdır. Devletin dininin adalet olduğunu onlar da biliyorlar. Onun için adaletli bir beşere, adaleti savunan bir partiye oy vermezler demek yanlış. Bu eski algı zati büyük ölçüde kırıldı. Yüzde yüz kırıldı desem doğruyu söylememiş olurum lakin büyük ölçüde kırıldı. O bölümlerle oturuyoruz, konuşuyoruz.
Bir de bizim tarihimizi bilmiyorlar. Jenerasyondan nesle intikal eden efsanelerle büyümüş olanlar da var. Birinci Elmalılı Hamdi Yazır’a Kur-an mealini hazırlatan, birinci ilahiyat fakültelerini kuran, Diyanet İşleri Başkanlığını kuran Cumhuriyet Halk Partisi. CHP’nin temel özelliği dini siyasete alet etmemesi. Bize Atatürk’ten miras kalan iki temel nokta vardır: Ordu ve din. Bu mevzularda siyaset konuşulmayacak, yapılmayacak. Biz bu iki bahiste mecburî olmadıkça hiç konuşmayız. Benden evvelki genel liderler da böyleydi biz de böyleyiz. Münasebetiyle ben muhafazakâr bölümün biz kendimizi âlâ anlattığımız surece, geçmişteki birtakım yanılgıları telafi ettiğimiz surece, örneğin başörtüsü bunlardan birisidir, bize daha sempatiyle yaklaştıklarını görüyorum. Bunu alanda, ziyaret ettiğim konuştuğum bireylerde görüyorum.
CHP, AKP ve MHP tabanından da oy alıyor mu, alabilecek mi yani?
Kesinlikle alıyor. Bunu net söyleyebilirim.
Anket şirketlere sizin de ortalarında bulunduğunuz kimi siyasetçiler güvensizliklerini tabir ediyor. Sizin kurduğunuz Altılı Masa’nın bir aday çıkarması gerekecek. Pekala bu isim belirlenirken anketle belirlenme mümkünlüğü yok mu?
Anketler bize de geliyor. İki firmanın abonesiyiz, onlar geliyor. Geldiklerinde ilgili genel lider yardımcımıza gönderiyorum. Emin olun açıp bakmıyorum bile. Gazetelerde, haber sitelerinde yayımlanınca şöyle bir bakıyorum. Bizim için anket değil alan değerli. Alana gidiyorsunuz, görüyorsunuz esasen. Oradaki perişanlığı, bir arayış içinde olanları görüyorsunuz. Bizim meselemiz anket değil, bizim sıkıntımız vatandaşla kurulacak sağlıklı dengeli bir inanç bağı. Bu bağlantıyı kurmaya çalışıyoruz. Ben de çalışıyorum, Altılı Masa’yı oluşturan başka başkanlar de çalışıyor. Hepimiz bir biçimiyle kuvvetle çalışıyoruz yani.
Altılı Masa adayını belirlerken anket yapmayacak mı yani?
Cumhurbaşkanı adayının niteliklerini esasen altı önder imzalayarak belirledi. O niteliklere uygun adayı oturup konuşarak kendi ortamızda belirleyeceğiz esasen.
DEMİRTAŞ VE HDP’NİN AÇIKLAMALARININ DEVAMI GELMELİ
HDP’nin eski eş genel lideri Selahattin Demirtaş avukatları aracılığıyla cezaevinden sorduğum sorulara verdiği karşılıklarda ”PKK’nin Türkiye’ye karşı silahları tümden susturmasını bırakmasını isterim, HDP, PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değildir” dedi. Aslında uzun müddettir kritik bildiriler veriyor. Bunları nasıl yorumluyorsunuz?
Söyleşiyi okudum. Demirtaş’ın yaptığı açıklamalar son derece kıymetli. Bu açıklamaların Mithat Beyefendi tarafından da farklı bir üslupla lisanlandırılması de çok kıymetli. HDP’nin Türkiye partisi olması yolunda atılan çok önemli bir adım. Bunun devamının gelmesi lazım. Bunun partinin başka organları tarafından da lisanlandırılması lazım.
Şöyle söyleyebilirim: Selahattin Demirtaş haksız yere tutuklu, siyasi bir tutuklu zati. Bir an evvel özgür kalması benim en büyük arzum. Demirtaş içeride olmasına karşın inandığı yoldan dönmeyen, kararlılıkla demokrasiyi savunan, parlamentonun faal bir kurum olmasını lisana getirdiği görüşleri var. Bu görüşler pek değerli. Bu ortada yalnızca o değil Sayın Osman Kavala da bir an evvel özgür kalmalı. Haklarındaki hür kalmalarına dair yargı kararlarının uygulanması gerekiyor.
OYUNA GELMEYİN, SABIRLA SANDIĞI BEKLEYİN
Ekonominin şartları insanları zorluyor. İktidara yakın çevrelerden bazıları bile provokasyon olacağı argümanlarını lisana getiriyor. Geçtiğimiz hafta görüştüğüm Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu da önümüzdeki kış yaşanabileceklerden duyduğu korkuyu lisana getirmişti. Siz risk görüyor musunuz?
Bütün tabanımıza ve gittiğim yerlerde de vatandaşlara şu çağrıyı yapıyorum: AKP’nin oyununa gelmeyin, büyük bir sabırla sandığı bekleyin. Sandığın başına gittiğinizde, oyunuzu kullandığınızda, sizden yalnızca bir şey istiyorum, elinizi vicdanınıza koyup, oyunuzu o denli kullanın. Ve kendinizi, ailenizi, evlatlarınızı düşünün oyunuzu o denli verin. Bir buhran devri yaşıyoruz. Çok büyük ezalar var bunun farkındayız. Ancak bunun düzelmesinin yolu yeniden demokrasiden geçiyor. İktidarı sandıkta değiştirmek gerekiyor. Demokratik yollardan bu değişimi yaparak demokrasimizi güçlendireceğiz. Herkese bu çağrıyı yapıyorum.
Risk konusunu nasıl görüyorsunuz? SADAT’ın önüne gidip açıklama yapmanız risk gördüğünüz için mi?
Bu çeşit riskleri ortadan kaldırmak için. Herkes haddini bilecek. Herkes demokrasinin ne olduğunu, demokrasinin faziletini öğrenecek. İktidarın birilerine sırtını dayayarak toplumu ajite etmesine müsaade vermeyeceğiz.