Fenerbahçe, Ukrayna ekibi Dinamo Kiev’e yenilerek uzun yıllardır özlem duyduğu Şampiyonlar Ligi’ne katılmaya yine hak kazanamadı.
Dinamo Kievli oyuncular sahaya Ukrayna bayraklarıyla çıktı.
Kievli oyunculara alkışlarla karşılık verdi Fenerbahçe tribünleri.
Konuyu “Vladimir Putin” tezahüratlarına getireceğim ama biraz maçı analiz edelim.
Ancak öncesinde UEFA mafyasını ve maça atadığı hakeme bakalım.
Fenerbahçe, Jorge Jesus takımlarından alışkın olduğumuz önde baskı ile oyuna başladı.
Rossi, King ve Valencia ile üst üste pozisyonlar bulsa da skora yansıtamadı.
Aynı ilk maçta olduğu gibi kalite eksikliği bu maçta da kendisini gösterdi.
İrfan Can’ın direkte patlayan frikiği maçın kolay geçmeyeceğinin işaretiydi.
FENERBAHÇE’NİN TERTEMİZ GOLÜNÜ İPTAL ETTİ
Ukrayna’nın içinde bulunduğu durum belli ki İtalyan hakemi de etkilemiş olacak ki Fenerbahçe’nin attığı golü öncesinde faul olduğu gerekçesiyle iptal etti.
Skandal karar sadece bununla kalmadı.
YANLI KARARLAR
Rakip takıma çıkmayan kartlar, sarı lacivertli takıma cömertçe çıkarıldı.
Fenerbahçe tüm bunlara rağmen üstün bir oyun sergiledi.
Ta ki İsmail Yüksek’in kırmızı kartla oyun dışı kalmasına kadar.
İtalyan hakem Massimiliano Irrati, İsmail’e kartlarını tereddütsüz bir şekilde çıkarırken sarı kartı olan üç Kievli oyuncuyu sarı kartlık faullerinin ardından görmezden geldi.
UEFA’nın Ukrayna yanlısı tavrının İtalyan hakemi de etkilediği bu maçta açık bir şekilde görüldü.
Net olarak söyleyebilirim ki Kadıköy’de bir hakem faciası yaşandı.
Çünkü, iktidarın Ukrayna’ya silah yardımı ülkesinde krize neden olan 1979 doğumlu İtalyan hakem Irrati ve UEFA böyle istedi.
Savaşta Ukrayna’dan yana tavır alan UEFA, Rus kulüp takımları ve milli takımlarını “ikinci bir duyuruya kadar” turnuvalardan men etmişti.
Savaşta net olarak Ukrayna’nın yanında olduğunu belirten UEFA’nın savaşın başlamasıyla beraber yaptığı “Ukrayna’daki futbol topluluğunun yanındayız” şeklindeki açıklamasını dünkü maça daha farklı gözle bakmak gerektiğini gözler önüne seriyor.
Maçta kalmaya çalışalım…
10 kişi oynayan Fenerbahçe 57. dakikada rakibin golüyle 1-0 geriye düştü.
KİEVLİ OYUNCUNUN TAHRİKLERİ
Golü atan oyuncu Vitaliy Buyalski, tribünleri uzun süre tahrik eden hareketlerde bulundu.
İşte Türkiye’nin gündemine oturan Putin tezahüratları bu hareketler nedeniyle geldi.
Tribünde anlık reaksiyonlar her zaman vardır. İşte onlardan biri yaşandı dün gece Kadıköy Stadı’nda.
Yaklaşık 20 saniye süren “Vladmir Putin” tezahüratları küçük bir grup tarafından söylendi.
Bu olay üzerine sosyal medyada Twitter’da kendisine gazeteci diyen, futbolla ve taraftar kitleleriyle uzaktan yakından alakası olmayanlar “analiz kasma” girişiminde bulundular.
Olay üzerine siyasi çıkarımlar yapanları hayretle ve şaşkınlıkla izliyorum.
UEFA’nın Fenerbahçe’yi kupalardan men etmesi gerektiğini bile yazan sözüm ona spor yazarları oldu.
Ne oldu, Fenerbahçe Kulübü stada Rus bayrakları mı astırdı, hoparlörlerden “Polyushka Polye” mi çaldırdı, Kızıl Ordu’yu mu getirdi ne yaptı.
Bu sosyal medyanın getirdiği düşünce biçiminin, sürü psikolojisinin bir tezahürü, başka bir şey değil.
Ama biz olaylara hep farklı açıdan bakmalı, doğruyu konuşmalıyız.
Çok basit bir denklem var.
Tribün şöyle düşünür; “Bunları en çok ne söylersem üzerim.” En nefret ettikleri isim Putin ve o nedenle “Putin” diye bağrıldı.
Yıllardır futbol izleyen, tribünün içini bilen biri olarak söylüyorum.
Dünkü maçta da statta idim ve eminim ki Fenerbahçe’nin rakibi Rus takımı CSKA Moskova olsaydı ve golü atan Rus futbolcu tribünlere hareket çekseydi bu defa da “Yaşa Zelenski” diye bağrılacaktı.
Haber siteleri, sosyal medya ise “Fenerbahçe taraftarının onurlu duruşu” diye başlıklar atacaktı.
Vladimir Putin tezahüratlarının maçın ve hakem kararlarının önüne geçmesi özellikle isteniyor.
Sözün özü şu…
Analiz yapacaksanız FETÖ’nün sümüklü mendillerinin taşındığı dönemde “Fethullahın piçleri yıldıramaz bizleri” diyen Fenerbahçe taraftarının dik duruşunun analizini yapın.
Gerisi lafügüzaf.
Uğur Can Biçer