ANKARA – DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Uşak’ta partisinin vilayet başkanlığının açılışına katıldı. Burada gündeme dair açıklamalarda bulunan Babacan’ın gündeminde iktisat ve dış siyaset vardı.
Türkiye’nin prestijinin lakin dış siyasette sağlam bir çizgide durmak ve ekonomik güç ile mümkün olabileceğine dikkat çeken Babacan, iktidara, “Sen kimseye sormadan bu ülkenin bizim devirde birikmiş olan döviz rezervini art kapıdan saklı gizli boşalt, ondan sonra 3-5 milyar dolar için milletin ayağına git. Yazık günah. Niçin bunu bâtın gizli yapıyorsun? Niçin açık açık yapmıyorsun?” sorularını yöneltti.
“Babacan, son birkaç gündür Rusya’dan 2 milyar dolar gelip gelmediğine ait tartışmaların yürütüldüğüne de dikkat çekerek, “Ülke bunun tartışmasını yaşıyor. İnanın, hicap duyuyorum. Vaktinde Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı yapmış, 11 yıl iktisadının başında olan bir kardeşiniz olarak hicap duyuyorum. Rusya’dan gelecek 2 milyar dolara kaldıysa bu ülke yazıklar olsun. Biz buna layık değiliz. Bu ülke bu türlü bir idareye layık değil” sözlerine yer verdi.
‘HÜKÛMET TEK HANEYE İNDİRDİĞİMİZ ENFLASYONU TEKRAR AZDIRDI’
DEVA Partisi iktidarında Türkiye’de yine itimadı tesis edeceklerini, en geç altı ayda kriz ortamını sona erdireceklerine de vurgu yapan Babacan, şunları söyledi:
“Bu hükûmet maalesef bizim vaktinde tek haneye indirdiğimiz enflasyonu tekrar azdırdı. Enflasyonu tek haneye indirip geriden da altı sıfır atmıştık. Bu hükûmet bir sıfırı ekledi.
2001-2002 krizini biz takımımızla birlikte çözdük. 2008-2009 krizi çıktı, bana ‘tekrar grubunla bir arada iktisada geç’ dediler. Döndük, 6 ayda o krizi çözdük. Şayet seçime kadar bu ülkeyi daha da batırmazlarsa, koşullar bu halde devam ederse seçimden sonra evelallah 6 ayda biz bu krizi çözeriz.”
‘GENÇLER ‘BÖLÜMÜ TUTTURDUM LAKİN AİLEM OKUTAMAYACAK’ DİYOR’
Üniversite imtihan sonuçlarının açıklandığını hatırlatarak, ekonomik problemler yaşayan ailelerin varlığına dikkat çeken Babacan, konuşmasının devamında şu sözlere yer verdi:
“Gittiğim birden fazla vilayette gençlerimiz şunu söylüyor: ‘Benim puanım yetti, güzel bir üniversiteye aslında kaydolabilirim. Fakat ailemin imkânı yok. Maddi imkânlarımız müsait değil. Üniversitede uygun bir kısmı tutturduğum halde ailem beni okutamayacak zira tutturduğum üniversite öbür kentte. Orada hayat pahalı’ diyor. Şu krizin, şu siyasi ve ekonomik krizin en büyük ceremesini bilhassa de gençlerimiz yaşıyor. Gençler için ayrıyeten bilgisayar, akıllı telefon, oyun konsolu… Bunların hepsinde vergileri indiriyoruz. Devlet vergiyi sürümden kazanacak. Vergi oranları düşecek, alışveriş çoğalacak.” (DUVAR)