Bakan Pakdemirli, ülke genelinde yapılan “İklim Değişikliği ve Tarım” konulu çalıştayların Meyra Palace Otel Konferans Salonu’ndaki değerlendirme toplantısına katıldı.
İklim değişikliğinin dünyada gündemin en tepesinde yer aldığına işaret eden Pakdemirli, “Tarımsal üretimin değişen iklim koşullarına nasıl tepki vereceği, yeni üretim sistemlerine geçişin nasıl olacağı artık hayati derecede önem kazanmıştır. Bizler de Tarım ve Orman Bakanlığı olarak, ‘iklim değişmeden biz değişeceğiz’ diyerek, tüm faktörleri ve beklentileri bir bütün içinde ele alıyor, planlarımızı ve tedbirlerimizi katılımcı bir yaklaşımla ortaya koyuyoruz.” diye konuştu.
Dünya çapında, 2020’de afetlerden kaynaklı 210 milyar doları bulan ekonomik kaybın yüzde 60’lık kısmının tarım sektöründe gerçekleştiğini bildiren Pakdemirli, tedbir alınmazsa, 21. yüzyılda insanları daha zor günlerin beklediğini belirtti.
Pakdemirli, son yıllarda, Türkiye’nin de içinde olduğu Akdeniz havzasında, iklim değişikliğinin artan etkilerinin daha sık görüldüğüne dikkati çekerek, “Türkiye olarak iklim değişikliğiyle mücadelede, diğer ülkelerden daha hızlı hareket etmeli, daha etkin politikalar üretmeli ve tedbirlerimizi vakit kaybetmeksizin hayata geçirmeliyiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Bakanlık olarak hem gıda israfının azaltılması hem de çevrenin korunması amacıyla 2020’de, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile “Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık” kampanyasını başlattıklarının altını çizen Pakdemirli, şunları söyledi:
“Bu önemli kampanya sayesinde bugün her 4 kişiden 1’i gıda israfını azaltma konusunda bilgi sahibi oldu, hanelerde gıda israfının azaltılması sayesinde Türkiye yılda 664 milyon lira tasarruf etti. İnşallah, Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık kampanyası ile gıda israfının önlenmesinin yanında, gıda atıkları nedeniyle oluşan sera gazı salınımını da azaltmış olacağız.”
Pakdemirli, Bakanlık olarak iklim değişikliğiyle mücadelenin hız kesmeden devam ettiğini ifade ederek, bu kapsamda “İklim Değişikliği ve Tarım” konulu iki bölgesel çalıştay düzenlediklerini dile getirdi.
Çalıştay süreci devam ederken, öne çıkan bazı konularda tedbirleri devreye aldıklarını belirten Pakdemirli, şunları kaydetti:
“Kırsal Kalkınma Yatırımları Programı’mızda, kırsalda su hasadı için geo-membran gölet yapımını yüzde 50 hibe desteğine dahil ettik. Yağmur hasadı ile kırsaldaki çiftçimiz, büyük inşaat maliyetleri olmadan, hibe kapsamında yapılacak göletlerde depolayacakları suyu kullanarak, verimlerini dekara 5 kata kadar artırabilecekler. Çevre dostu tarımsal makinelerin kullanımını artırmak için bu kapsamdaki küçük ölçekli makineleri yüzde 50 hibeli kırsal kalkınma desteği kapsamına aldık. Tarımsal üretimde, sürdürülebilirlik prensiplerine uygun ve tarımsal çevrenin bilinçli tasarımı ve bakımlarının sağlandığı ‘etkin geri dönüşüm döngülerine sahip, bir üretim modeli olan permakültür tasarım modelini’ uygulamaya aldık.”
Pakdemirli, yapılan çalıştaylar sonrasında “İklim Değişikliği ve Tarım Değerlendirme Raporu” oluşturduklarını bildirerek, şu değerlendirmede bulundu:
“Diğer bir ifadeyle, tarımda iklim değişikliğine yönelik kısa, orta ve uzun vadeli yol haritamızı ortaya koyduk. Çalıştaylardaki sonuçlar dikkate alınarak, Bakanlığımız öncülüğünde ‘Tarım Sektöründe İklim Değişikliğine Uyum Eylem Planı’ oluşturulacaktır. İklim dostu tarımsal destekleme modeli, ekosistem odaklı gıda üretim modeli hayata geçirilecektir. Tarım sektöründe sera gazı emisyon azaltım potansiyeli ve maliyetleri 2023 yılına kadar tam olarak belirlenecektir. 2023-2027 dönemini kapsayan ‘Tarımsal Kuraklıkla Mücadele Stratejisi Eylem Planı’mız Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile en kısa sürede yürürlüğe girecektir. Tarım ve mera alanları için, kuraklık erken uyarı sistemleri kurulacaktır. ‘Bozkır Ekosistemlerinde İklim Değişikliğine Ekosistem Tabanlı Uyum Stratejisi’ uygulamaya alınacaktır. Basınçlı modern sulama yöntemlerinin desteklenmesine ve yaygınlaştırılmasına devam edilecektir. Tarımsal sulamada suyun tasarruflu kullanımını çiftçimize anlatmak amacıyla geliştirdiğimiz ‘Uygulamalı Çiftçi Okulları Projesi’ ülke geneline yaygınlaştırılacaktır. Kuraklığa ve soğuğa toleranslı yeni tohum çeşitleri geliştirilecek ve hastalıklara dayanıklı çeşitlerinin kullanım alanları yaygınlaştırılacaktır.”
Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ayşe Ayşin Işıkgece de son dönemde meydana gelen sel ve kuraklık gibi olayların çalışmaları hızlandırdığını belirterek, yapılan çalışmaların yıkımı değil yenilemeyi doğurması adına son derece önemli olduğunu ve yapılması planlanan eylemleri hızlı bir şekilde uygulamaya hazır olduklarını kaydetti.
TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Başkanı Yunus Kılıç, dünyada olumsuz gidişe sebep olanların daha fazla sorumluluk almaları gereken bir süreçten geçildiğinin altını çizerek, “ekonominin değil ekolojinin kazanmasını” tercih ettiklerini anlattı.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, iklim değişikliğinin açlık, yetersiz beslenme ve gıda güvensizliğinin başlıca sebepleri arasında olduğuna işaret etti.
FAO olarak iklim krizinde sorumluluklarının farkında olduklarını belirten Gutu, bu anlamda Bakanlık ile çalışmalarının çok önem taşıdığını söyledi.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürü Kerim Üstün ise çalıştay kapsamında alınan kararlarının uygulanmasıyla ülke tarımına önemli katkılar sağlanacağını ifade etti.