Ciner Grubu CEO’su Gürsel Usta, Ciner Grubu’nun faaliyetleri ve Türkiye ekonomisi için uygulanan yeni modele ilişkin yaptığı açıklamada, 2021 yılının 2020’nin etkisiyle başladığını, 2020 yılında salgın nedeniyle tüm dünyada ciddi üretim durdurmalarının yaşandığını, kendilerinin daha esnek bir şirket oldukları için bu dönemi daha az kayıpla atlattıklarını, bir miktar da üretim kaybettiklerini söyledi.
2021 yılı içerisinde dünyada ciddi talep patlamaları yaşandığını ve bunda büyük fonların emtia stoklama gayreti içerisinde olmalarının da önemli bir etmen olduğunu ifade eden Usta, “Bu çerçevede talep çok fazla olduğu için yapabileceğimiz bütün üretimi had safhada yaptık ve yaklaşık 700 milyon dolarlık ihracatla geçtiğimiz yılı kapatmış olduk. Sonuçta başarılı bir yıldı. 2021 yılındaki talep patlamasının etkisi şimdi bizi 2022 yılında çok daha yüksek ihracat hedeflerine koşturacak. Bunun iki tane nedeni olacak; biri üretim artışı, diğeri de dünya piyasalarındaki fiyat artışı.” diye konuştu.
Usta, ihracatçılar için en büyük problemin nakliye maliyetleri olduğuna işaret ederek, dünyada gemicilik sektörünün dış nakliyede Türkiye ihracatçısına ciddi dezavantaj yaratacak şekilde navlun fiyatlarının dökme ürünlerde 2 katın, konteynerlerde 3 katın üzerine hatta bazen son zamanlarda 5 kata kadar çıkan fiyat artışlarının gündeme geldiğini, onun dışında 2021’in genellikle iyi bir yıl olduğunu, 2022’de buna göre pozisyon aldıklarını dile getirdi.
Gürsel Usta, 2022 yılı için ihracat hedeflerinin 1 milyar 100 milyon dolar olduğuna dikkati çekerek, “Bu uçuk bir hedef değil, şu anda anlaşmalarını yaptığımız fiyatlar ve satacağımız miktarların çarpılması sonucu bulunan bir ihracat rakamı.” dedi.
Kimya sektörünün, Türkiye ihracatının otomotivden sonraki ikinci büyük kolu olduğuna işaret eden Usta, inorganik kimya alanında kendilerinin Türkiye birincisi, bu sektörde de dünyanın en büyük şirketi olduklarını vurguladı.
Usta, 2015-2020 arasında Türkiye’de 4 milyar dolarlık yatırım yaptıklarını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Konjonktürden çok fazla etkilenmiyoruz. Bu tabii ki faiz ve kur politikalarını yadsıdığım anlamına gelmesin ama konjonktürel şeylere çok bakmayız ve yatırım yaparız. Şu anda yapımı devam eden 50 milyon avro tutarında deka ve kostik yatırımımız var. Bununla birlikte 2022 yılı sonuna kadar tamamlanacak bir yatırım. 300 bin ton civarında üretim artıracağız, aynı zamanda 600 bin tonluk yeni bir yatırıma başladık. Bu da 200 milyon avro tutarında yatırım. Kontratları imzalandı, iş başlamış durumda. Bunun yatırımı 2,5 sene civarında bitiyor. Üretimini 2024 yılının sonu, 2025 yılının başında piyasaya verecek şekilde alacağız. 300 bin tonluk yatırımın yaklaşık 75 milyon dolar civarında, daha sonra artıracağımız 600 bin tonun da ihracatımıza en az 150 milyon dolar katkısı olacak. Bu soda tarafında yaptığımız yatırımlar.”
Şişecam’dan sonra Türkiye’deki en büyük cam ambalaj üreticisi olduklarına işaret eden Usta, “Bilecik Bozüyük’teki OSB’de yeni bir cam tesisi daha kuruyoruz. Orada bizim 2 fırınımız vardı, bu günde 500 ton cam ambalaj üretecek bir tesis. Ayrıca Ankara Kazan’da da 2 tane 650 tonluk fırın ile yeni bir cam fabrikası kuruyoruz.” şeklinde konuştu.
Usta, bu tesislerin tümünün ihracata dönük çalışacağını vurgulayarak, son dönemlerdeki kur politikaları, Türkiye’deki üretim maliyetlerinin rakip Avrupa pazarlarına göre daha düşük ve uygun olması, ürettikleri ürünün kalitesi, teknolojik üstünlükleri, yeni tesislerin karbon ayak izinin Avrupa’daki eski tesislere kıyasla daha iyi bir durumda olmasının kendilerinin tercih edilir bir firma olmasını sağladığını anlattı.
Türkiye’den bu pazarlara da ihracat yapacaklarını aktaran Usta, “Cam ambalaj ürünlerinde yapacağımız ihracatın toplamı 120 milyon dolar civarında olacak. 2022 yılında 1 milyar 100 milyon dolarla ihracatımızı tamamlayacağız. 2025 yılı geldiğinde 1 milyar 550 milyon dolarlık ihracat yapar duruma geleceğiz. Biz baştan beri cari açığın kapatılması yönündeki politikalara ciddi bir şekilde destek oluyoruz, bunu hem işletmemiz hem de memleketimiz adına yapıyoruz.” diye konuştu.
Usta, Ciner Grubu olarak yaklaşık 6 bin kişiye doğrudan iş verdiklerini, dolaylı olarak 12 bin kişiye iş sağladıklarını belirtti.
Yeni yapacakları yatırımlarla bu istihdamlara destek vereceklerini, Kazan’daki soda şirketinde yeni yatırımla birlikte 100 kişiye direkt istihdam sağlayacaklarını, 150 kişiye de bunun dolaylı etkisinin olacağını, cam ambalaj tarafında da ilaveten 1.000 kişiye istihdam imkanı sağlayacaklarını söyledi.
Gürsel Usta sözlerini şöyle sürdürdü:
“Eğer iyi bir iş yapıyorsanız ve uluslararası pazarda ona ilişkin bir talep var ise mal fiyatını zaten buluyor. Biz de grup olarak zaten önce malımızı satıyoruz, sonra yatırımımızı yapıyoruz. Türkiye yatırım açısından diğer ülkelere göre daha cazip. Yani üretim maliyetlerine bakıyorsunuz. Üretim maliyetleri açısından Türkiye’de gaz, Avrupa’dan ucuzsa avantajlısın. Elektrik rakibinizden ucuzsa avantajlısın. İstihdam ucuzsa avantajlısın. Dolayısıyla bir tek farkı kalıyor. Malı dış pazarlarda kullanım noktalarına ulaştırma maliyeti.
Geçtiğimiz yıldaki en büyük problem neydi? Kurdaki dalgalanma. Dalgalanma durduğu an bir sorun yok. Kurun seviyesi çok önemli değil, denge zaten kendiliğinden pazarda oluşur. Önemli olan insanların bütçe hazırlayabileceği, geleceğini ve planlamasını yapabileceği dengeli bir kur. Bu gördüğünüz gibi oturdu. İkinci olarak dünyada gemi navlun fiyatları sanırım bu yılın sonuna kadar normal mertebelerine inecek. Öyle olduğu takdirde bu bizim ihracat ihtiyacımızı, ihracat hevesimizi daha da kolaylaştıracak. İstediğimiz hedefleri belki daha iyi bir şekilde bize yakalatacak bir seviyeye gelecek.”
Usta, Türkiye’nin üretimini artırması, cari fazla vermesini herkesin isteyeceğini, yıllardır bununla ilgili çaba ve desteklerin olduğunu belirterek, “Yeni politikalar Sayın Bakan Nebati’nin de dediği gibi bir kısmı alışılmamış politikalar. O yüzden bunu hep beraber sonuçları itibarıyla göreceğiz.” dedi.
Üniversitede okuduğu dönemde bir akademisyenin “Siz hangi para ve maliye politikalarını uygularsanız uygulayın sonuçta piyasayı belirleyen tüketici davranışlarıdır.” sözüne atıfta bulunan Usta, tüketici davranışlarının ekonomik sonuçları belirleyeceğini söyledi.
Usta, Türkiye’de yeterli yatırım, patent teşviklerinin olduğunu, katma değerli ürünlerin teşvik edilebileceğini belirterek, Türkiye’deki temel problemin finansman olduğunu dile getirdi.
Yatırım yapılması, istihdamın artırılması ve milli gelirin refah seviyesine yükselebilmesinin temel yolunun güven ortamının sağlanıyor olmasından geçtiğini anlatan Usta, “Üretimin artırılıp, cari açığın kapatılması herkesin ortak hedefi. Bu memleketimizin refah düzeyini artıracak bir durumdur. Refah seviyesi artan bir ülkede iş adamlarımız çok daha rahat, kendine güvenli, ucuz finansman bulabilir, daha yatırımcı olabilirler.” diye konuştu.
Tamamen ihracat odaklı firma olduklarını, ihracat limanlarına mal taşıyan araçlarının dünyanın etrafını günde 5,5 kez dolaşacak kadar yol aldığını vurgulayan Usta, “Yeni yapacağımız yatırımlar da tamamen ihracata dönük olacağı için biz hem cari açığın kapatılmasına destek vermiş hem de şirketimiz açısından ihracatımızı çok daha üst seviyelere çıkarmış olacağız. Destekler, teşvikler tabii ki hepimizin her zaman arzu ettiği, bütün ihracatçıların arzu ettiği bir şeydir. Özellikle son zamanlardaki kur seviyeleri de ihracatın hızlı şekilde artmasına bence faydalı olmuştur.” şeklinde konuştu.
Usta, nitelikli ve yüksek katma değerli ürünlerin ihracatının önemli olduğuna dikkati çekerek şunları kaydetti:
“Bizim soda külü tarafındaki ihracatımızın hepsi yüzde 100 katma değerlidir. Yani dışarıdan hiçbir ithal girdi bünyeye girmeden yapılan ihracattır. Biz geçen sene 700 milyon dolar ihracat yaptık. Bizim gibi 340 tane daha şirket olsaydı, Türkiye’nin bütün ihracatını yapabilirdi. Bu sayı inşallah 2022’de 1,1 milyar dolar ihracat yaptığımızda 250’ye düşecek. Yani bizim gibi 250 tane daha olduğu zaman Türkiye’nin hedeflenen 250 milyon dolarlık ihracatının tümünü yapabilecek düzeye gelinecek.”