Bakan Göktaş, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Yemek ve Stant Salonu’nda düzenlenen “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Koordinasyon Kurulu 1. Toplantısı”nda, İzmir’de herkesin yüreğini yakan bir facia yaşandığını söyledi.
5 çocuğu elim bir biçimde kaybetmenin kederi içinde olduğunu lisana getiren Göktaş, “Bu olay bir anne olarak da beni derinden yaraladı. Bu faciada hayatını kaybeden evlatlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Süreç içerisindeki soruşturmayı dikkatle takip ediyoruz. Hepimizin, milletimizin başı sağ olsun.” diye konuştu.
Bugün yalnızca Türkiye’de değil farklı ülkelerde ve memleketler arası mukavelelerde ailenin, toplumun özü ve temel taşı olarak kabul edildiğini vurgulayan Göktaş, Türkiye’de ailenin çok daha değerli bir kıymet ve her türlü zorluk karşısında sığınılacak bir liman olduğunu tabir etti.
Bakan Göktaş, kültürel bedellerin kuşaklar ortası transferini sağlayan ailenin, Türkiye’nin yarınlarına istikamet verdiğini, jenerasyonlar ortası sevgi, hürmet, müsamaha ve bağlılık kıymetlerini yaşattığını anlattı.
Bu anlayışla, 10. Kalkınma Planı’ndan itibaren tüm siyaset evraklarında Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programları’nda ailenin korunması ve güçlendirilmesinin vazgeçilmez bir öge haline geldiğini vurgulayan Göktaş, şöyle devam etti:
“Bu inançla, Bakanlık olarak, ‘Güçlü Bayan, Güçlü Aile, Güçlü Türkiye’ anlayışıyla yürüttüğümüz siyasetlerle aileyi tüm bireyleriyle birlikte güçlendirecek adımları kararlılıkla atıyoruz. Kurumlarımızın iştirakiyle oluşturduğumuz Uyum Şuramız bu somut adımlardan biridir. Buna ek olarak 81 vilayetimizde oluşturulacak uyum kurullarımızla yerelde tesirli ve süratli tahlil üretmelerine takviye olacak vilayet hareket planlarının hazırlanması sürecini de önümüzdeki periyotta başlatacağız. Böylelikle aksiyon planımız kapsamında toplumun tüm kısımlarını kapsayan bir anlayışla güçlü aile yapısını destekleyecek yeni adımlar atmış olacağız.”
“5 STRATEJİK HEDEF, 15 STRATEJİK AMAÇ VE 100 FAALİYETİ İÇEREN AKSİYON PLANIMIZI HAZIRLADIK”
Göktaş, 21. yüzyıl dünyasında toplumsal, siyasal ve ekonomik alanda büyük değişimlerin ve dönüşümlerin yaşandığına şahitlik edildiğini, afetler, globalleşme, demografik değişimler, dijitalleşme, bağımlılık, cinsiyetsizleştirme ve kişiselleşme üzere etkenlerin aile bağlarını zayıflattığını aktardı.
Tüm aile bireylerini tehdit eden global ziyanlı akım ve alışkanlıklar, dijital mecralarda çocukların dünyasını etkileyen ziyanlı içerikler ve cinsiyetsizleştirme propagandalarının aile yapısını ve bedellerini kıymetli ölçüde etkilediğinin altını çizen Göktaş, bu sürecin evlenme oranlarının azaldığı ve boşanmaların arttığı bir toplumsal yapıyı ortaya çıkardığına işaret etti.
İlk anne olma yaşı, yaşlı nüfus oranı, yalnız yaşayan birey sayısı üzere göstergelerin her geçen yıl daha da arttığının gözlemlendiğine dikkati çeken Göktaş, şöyle konuştu:
“Özellikle ülkemizde doğurganlık suratı, 2023 yılında tarihin en düşük oranı 1,51’e kadar geriledi. Bu durumu sayın Cumhurbaşkanımız ‘varoluşsal bir tehdit’ olarak lisana getirdi. Ülke nüfusunun kendini yenileyebilmesi için bu sayının en az 2,1 olması gerekiyor. Bu durum genç nüfusun azalması ve yaşlı nüfusun artması demek. Bakıma muhtaçlık duyan çocukların sayısı azalırken, yaşlı bakımına bağlı gereksinimlerin artması demek. Toplumsal ve sıhhat hizmetlerindeki gereksinimlerin daha da artması demek. Tüm bu datalar Bakanlık olarak bize aile odağında bir aksiyon planı hazırlamamız gerektiğini gösterdi ve 2024-2028 yıllarını kapsayan 5 stratejik maksat, 15 stratejik maksat ve 100 faaliyeti içeren Aksiyon Planımızı hazırladık. Aksiyon Planımızla birinci olarak ailelerin refah seviyelerinin yükseltilmesi kapsamında, aile bireylerinin bilgi ve hünerlerini artırarak iş, okul ve aile ahengini güçlendirmeyi hedefliyoruz. Bu doğrultuda, aile birlikteliğini desteklemek ve ailelerin hayat hünerlerini geliştirmek için eğitimler ve kurumsal hizmetler sunacağız.”
Göktaş, ikinci olarak “Aile Odaklı Toplumsal Siyaset ve Hizmetlerin Aktifliğinin Artırılması” doğrultusunda, vatandaşlara daha aktif ve erişilebilir toplumsal hizmetler sunmayı hedeflediklerini, bu kapsamda toplumsal risk haritaları oluşturarak hizmetleri lokal seviyedeki risk ve tehditlere nazaran özelleştirdiklerini söyledi.
Danışmanlık ve psikososyal takviye hizmetlerini daha nitelikli hale getirerek toplumun refahını artırmayı amaçladıklarının altını çizen Göktaş, üçüncü stratejik gayeleri olan “Dijitalleşme Sürecinde Ailenin Desteklenmesi” ile de dijitalleşmenin aile, çocuk ve gençler üzerindeki global risklerine karşı çalışmalar yürüteceklerini bildirdi.
Aile bireylerinin medya ve teknolojiyi şuurlu kullanmasını teşvik ettiklerini lisana getiren Göktaş, “Dijital bağımlılıkla çabaya yönelik siyasetlerimize daha fazla yük vereceğiz. Medya ve dijital mecralarda aile kıymetlerimizi koruyan ve yücelten üretimleri yaygınlaştıracak aile dostu içerikleri ödüllendirerek özendirmeyi hedefliyoruz.” dedi.
“BİRLİKTE HAREKET EDEREK ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİ GARANTİ ALTINA ALABİLİRİZ”
Bakan Göktaş, dördüncü stratejik emellerinin “aileye hassas etraf siyasetleriyle ailelerin afet ve acil durumlara dayanıklılığının artırılması” olduğunu, bu kapsamda etraf siyasetlerinde aile dostu ve aile odaklı bir yaklaşımın benimsenmesi için çalışmalar yapacaklarını anlattı.
Beşinci stratejik maksadı ise global riskler ve demografik dönüşüm karşısında ailenin korunması olarak belirledikleri bilgisini veren Göktaş, şunları kaydetti:
“Bu gaye doğrultusunda birlikte hareket ederek, sağlıklı bir aile yapısı ve dinamik nüfus yapısını destekleyen siyasetlerle ülkemizin geleceğini garanti altına alabiliriz. Aile kurumunu tehdit eden cinsiyetsizleştirme, dijitalleşme, bağımlılık, kişiselleşme üzere global risklerle çaba etmek her zamankinden daha büyük bir sorumluluk arz ediyor. Zira global çapta, evlilik ve aile kurumuna ziyan veren, bayanların ve çocukların yaşlarına, cinsiyetlerine has haklarını ihlal ederek toplumsal yapıyı olumsuz etkileyen çalışmalara daha sık şahit oluyoruz. Bugün pek çok ülke, dinamik nüfus yapısının koruma edilmesi ve aileye yönelik ziyanlı akımlarla çaba edilmesi tarafında aktif stratejiler belirliyor. Ülkemizdeki doğurganlığın düşüş nedenlerini daha düzgün anlamak ve uygun siyasetler geliştirmek gayesiyle TÜİK ile ortak bir araştırma başlattık. 12 vilayette yürüttüğümüz saha araştırması ile doğurganlık kültürü ve bu kültürün alt bileşenlerine ait konuların tespit edilmesini hedefliyoruz.”
Göktaş, bütüncül bir perspektifle ulusal nüfus siyasetlerinin oluşturulması ve uygulanması için “Nüfus Siyasetleri Yüksek Kurulu”nu oluşturmaya yönelik çalışmaların son evreye geldiğini tabir etti.
İslam İşbirliği Teşkilatı 2026-2035 Hareket Programı öncelikleri ortasına “ailenin, jenerasyonların ve dinamik nüfus yapısının korunması” hususunun eklenmesinin Türkiye’nin teklifiyle kabul edildiğini anlatan Göktaş, “Aile yapımızın korunması ve güçlendirilmesi yolunda daima birlikte atacağımız adımların, ülkemizin geleceğine, birlik ve beraberliğine büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum.” diye konuştu.