Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: Deizm Peygamberi inkar etmektir
24 TV’nin her bölümü ses getiren programı Arafta Sorular’ın bu haftaki konuğu, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, oldu. Star Gazetesi Yazarı Esra Elönü’nün sorularını cevaplayan Erbaş, önemli açıklamalarda bulundu.
Prof. Dr. Erbaş’ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar:
DEİZM PEYGAMBERİ İNKAR ETMEKTİR
Bizim periyodik olarak, ‘Dini Hayat Araştırması’ olarak yaptığımız araştırmalar var. Bu araştırmalarda, toplumumuzun dini hayatının nasıl olduğunu ölçmeye çalışıyoruz. Yani, ‘ibadet hayatı nasıldır? inanç hayatı nasıldır? Namaza, oruca yönelik yaklaşımı nasıldır?’… Ateizme, Deizme bir de Agnostisizm var.
Bu ‘-izm’ler ara ara gündeme getiriliyor. Bu konu bundan üç sene önce gündeme getirildiğinde, nasıl gündeme getirilmişti? ‘İmam hatip okullarında öğrenciler Deist oluyor’ tarzında… Ben o zaman bir televizyon kanalına çıktım. Özellikle çıkmak istedim. Çünkü Deizm konusunu yıllarca üniversitede anlatan bir hocayım aynı zamanda, Dinler Tarihi Hocasıyım. Bu konular bizim alanımıza giriyor: Dünyada insanlar hangi dinlere inanıyorlar, hangi inançlara inanıyorlar, o inançlar -izm’ler nelerdir? Şunu söyledim: Deizmi önce ben tarif edeyim. Halkımızın, gençlerimizin en rahat anlayabileceği cümleyle şöyle tarif edilir: Peygamberi inkar etmek, Peygamberi devre dışı bırakmak. Hangi imam hatip öğrencisi Peygamberin devre dışı bırakıldığı bir inanca tenezzül eder?
İşte bizim bu ‘Dini Hayat Araştırmamızda’ Deizmi de sorduk. Orana bile girmedi. Bazı konular öyle olduğu için değil, öyle olsun diye gündeme getirilir.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI KURUMUNA KARŞI YAPILAN SALDIRILARLA KARŞI KARŞIYAYIZ
Bizden önceki hocalarımızın da ne tür saldırılara uğradığını gördüğüm için çok rahatlıkla söylüyorum, saldırılar şahsımızla alakalı değil. Diyanet İşleri Başkanı olarak orada kim olsa, zaman zaman eleştiri zaman zaman saldırı, zaman zaman iftiralar oluyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurumuna karşı yapılan saldırılarla karşı karşıyayız. Yoksa biz belli ölçüler içerisinde, işimizi yapıyoruz. İşimizin ötesinde yaptığımız bir şey yok.
Belki de Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu hizmetleri birilerini rahatsız ediyor. Birileri o rahatsızlığını, çeşitli şekillerde ortaya koyuyor. Eleştiriyi bir her zaman kabul ederiz. Eleştiri, bizim eksiklerimizi görmemize vesile olur. Bu çok değerli bir şeydir, ama bunun içerisine yalan ve iftira karışırsa, bu çok rahatsız edici ve kabul edilemez olur.
—
Bir çocuk için en önemli örnek ebeveynidir. Onlar için babası ve annesi rol modeldir.
Dua en büyük güçtür. Müminin en büyük gücü duadır. Hele bu dua anne baba tarafından yapılırsa onun gücü daha da fazladır.
150 bin görevlimiz var. Bizler de sevgiyi, saygıyı, milli manevi değerlerimizi hatta evrensel değerlerimizi, dürüstlük nedir, doğruluk nedir, yalan söylemek ne kadar kötü bir şeydir, bunları küçük yaşlarda öğretmeliyiz.
İlk hutbeye lise 1’de köyümüzdeki camide çıktım. Amcamın bana bakıp nasıl ağladığını hiç unutamıyorum.
Diyanet, milletimizin doğru dini bilgide aydınlatılması için kurulan bir teşkilattır.
Bile bile iftira edip yalan uyduranlar var. Ve pişmanlık bile duymuyorlar.
Eğer biz vatandaşlarımızın sorularını cevaplandırmazsak, ehil olmayan yerlere sormak zorunda kalırlar. Bu da bizim için bir vebaldir. Bu vebale de girmek istemiyoruz.