IRENA tarafından hazırlanan “Enerji Dönüşümünün Jeopolitiği: Hidrojen Faktörü” başlıklı raporundan derlenen bilgilere göre, hidrojen yakın zamanda ülkelerin enerji ticareti ve iş birliklerinde bölgesel faktörleri ön plana çıkaracak, yenilenebilir enerji kullanımı ve kurulumundaki artışı hızlandıracak.
Hidrojen sektörü, petrol ve doğal gaz sektörüne oranla daha rekabetçi ve kazançlı olacak.
Dünya genelinde 30’dan fazla ülke ve bölge hidrojen stratejisi geliştiriyor. Geliştirilen stratejilerde hidrojenin ihraç edilmesi ve sınır ötesi hidrojen ticareti konuları ön plana çıkıyor.
Enerji sistemlerini fosil kaynaklardan arındırmak isteyen ülkelerin 80’i bu alanda hidrojeni güçlü bir alternatif olarak görüyor. Bu durumun, 2030’lu yıllara kadar sınır ötesi hidrojen taşımacılığını artırması bekleniyor.
Temiz enerji sektörü yap-bozunun “kayıp parçası” olarak nitelendirilen hidrojen sektörü, enerjide değer zincirinin yeniden yapılanmasına sebep olabilecek gelişmeler gösterdi.
Hidrojenin kullanılmak istendiği alanların başında rafineriler geliyor. Bunu çelik üretimi ve uluslararası taşımacılık faaliyetleri, uzun mesafeli uçuşlar, mevsimsel depolama ve çok yüksek sıcaklarda ısıtma gibi alanlar takip ediyor.
Rapora göre, 2050’ye kadar hidrojenin elde edilmesi sürecini kapsayan elektrolizin piyasa potansiyeli 60 milyar dolar, hücre yakıtı teknolojisinin piyasa potansiyeli ise 25 milyar dolar olarak hesaplanıyor. Bu alanda Çin, Avrupa ve Japonya önemli bölgeler olarak öne çıkıyor.
IRENA’nın iklim değişikliğinde küresel sıcaklıkların 1,5 derece azaltılmasını hedefleyen senaryosuna göre, 2050’ye kadar hidrojen, nihai enerji tüketiminin yüzde 12’sini karşılayacak.
Hidrojen üretiminde gerekli olan enerjinin büyük bir kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanabilecek, kalanı ise doğal gaz ve karbon yakalama ve depolama faaliyetlerinden elde edilecek.
Yenilenebilir enerji maliyetlerinde düşüş olmasına rağmen, hidrojenin taşınmasının hala maliyetli olduğu belirtilen rapora göre bu alanda iş birlikleri artacak.
Mevcutta bulunan doğal gaz hatları teknik modifikasyonlar ve yenileme sayesinde hidrojenin taşınması için uygun hale getirilebiliyor.
Özellikle yeşil hidrojenin üretiminde güneş, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının yoğun olarak kullanıldığı alanlar öne çıkıyor. Tesislerin suyun kolay erişilebilir olduğu yerlerde bulunması yeşil hidrojen üretiminde avantaj sağlıyor.