Çalıştığı işyerinde yaptığı işten dolayı hastalanan, bedensel veya ruhsal engelli hale gelenler iş kazası ve meslek hastalıkları sigortası kapsamında geçici iş göremezlik ödeneği veya sürekli iş göremezlik geliri alırlar. Meslek hastalığı kapsamında sağlanan haklardan 4/a (SSK) ve 4/b’li (BAĞ-KUR) çalışanlar ile çırak ve stajyerler, intörn öğrenciler, tarım ve orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz olarak çalışanlar ile ev hizmetlerinde çalışanlar yararlanır.
Meslek hastalığı sigortasından haklarından yararlanabilmek için hastalık ile çalışma arasında illiyet bağının kurulması gerekir. Bu nedenle, meslek hastalığının işten dolayı meydana gelip gelmediğinin tespit edilebilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) belirlediği hastanelerden sağlık kurulu raporu alınması ve bu raporun SGK sağlık kurulunca da onaylanması gerekir.
Bir işverene bağlı çalışanların meslek hastalığının işverence, durumun öğrenildiği günden itibaren 3 iş günü içinde SGK’ya bildirilmesi gerekir. Örneğin Salı günü meslek hastalığı teşhisi konulan işçinin durumunun işvereni tarafından en geç perşembe günü bildirilmesi zorunludur. 4/b’li çalışanların da yine 3 iş günü içinde hastalıklarını doğrudan kendilerinin bildirmesi gerekir.
BİLDİRİM YAPMAYANA RÜCU EDİLİR
İşverenin veya 4/b’li çalışanın bizzat kendisinin meslek hastalığı bildirim yükümlülüğünü yerine getirmemesi halinde, SGK’nın yapmış olduğu tüm masraflar rücu edilir. Geçici iş göremezlik ödeneği verilmişse onlar da işverenden talep edilir.
İşverene ayrıca, işyerindeki işçi sayısı ve işyerinin tehlike sınıfına göre değişen tutarda idari para cezası uygulanır.
İŞ GÖREMEZLİK GELİRİ BAĞLANIR
SGK’dan malulen emekli aylığı bağlatabilmek için sigortalı çalışmaya başlama tarihine göre değişen prim günü ve sigortalılık süresi koşulu aranır. Meslek hastalığı sigortasından sağlanan haklardan yararlanabilmek için prim günü şartı bulunmuyor.
Meslek hastalığına uğradığı tespit edilen çalışanlara tedavi süresince geçici iş göremezlik ödeneği verilir. Çalışanın meslek hastalığı dolayısıyla engelli hale gelmesi halinde sürekli iş göremezlik geliri bağlanır. Meslek hastalığından dolayı yaşamını yitirenlerin eş ve çocuklarına ise ölüm geliri bağlanır.
Geçici iş göremezlik ödeneği, yatarak tedavilerde günlük kazancın yarısı, ayakta tedavilerde ise üçte ikisi oranında veriliyor.
Primlerini kendileri ödeyen tarım ve orman işçileri ile 4/b’lilerin geçici iş göremezlik ödeneğinden yararlanabilmesi için prim borçlarının bulunmaması gerekiyor.
Meslek hastalığı dolayısıyla meslekte kazanma gücünü en az yüzde 10 oranında yitirmiş olanlara sürekli iş göremezlik geliri bağlanır. Sürekli iş göremezlik geliri, tam iş göremezlik halinde brüt ücretinin yüzde 70’i oranında, yüzde 10 – 20 – 30 gibi kısmı iş göremezlik hallerinde ise brüt ücretin yüzde 70’inin iş göremezlik derecesi ile çarpımı suretiyle hesaplanarak bağlanır. Örneğin brüt ücret 10 bin lira diyelim. Bunun yüzde 70’i 7 bin liradır. Bu kişi meslekte kazanma gücünü yüzde 40 oranında kaybetmişse 2 bin 800 lira sürekli iş göremezlik geliri bağlanır.
Sürekli iş göremezlik geliri alanlar, yapabildikleri işlerde çalışmaya devam edebilirler.
İŞVEREN SORUMLU TUTULABİLİR
İşveren, meslek hastalığının ortaya çıkmasında sorumluluğunun tespit edilmesi halinde hem SGK’ya, hem de çalışana karşı sorumlu tutulabilir. Çalışanlar maddi ve manevi tazminat davası açabilir.
Yargıtay, meslek hastalıklarıyla ilgili tazminat davalarında öncelikle hastalığın, görülen işle uygun illiyet bağı olup olmadığına bakıyor. İşçinin, çalıştığı işte çalışmaması halinde hastalığa yakalanmayacağı söylenebiliyorsa bu durumda hastalık ile yürütülen iş arasında illiyet bağı bulunduğu kabul ediliyor.
Ancak, illiyet bağının bulunması tek başına tazminat alınabilmesi veya SGK’nın rücu etmesi için yeterli görülmüyor. Mücbir sebep varsa, hastalığa yakalanan işçi veya üçüncü bir kişi kusurlu ise işveren sorumlu tutulmuyor. Olayın meydana geldiği tarihte geçerli bilimsel ve teknik kurallar gereğince alınacak her türlü önlemin alınmasına, eğitim verilmesine rağmen dış etkenler, kötü rastlantılar, teknik arıza, beklenmeyen bir hal dolayısıyla hastalık ortaya çıkmışsa “kaçınılmazlık ilkesi” gereği mücbir sebep sayılıyor ve işveren sorumlu tutulmuyor. İşverenin SGK’ya karşı sorumluluğunda da kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınıyor.
Yargıtay kararlarında kaçınılmazlık şöyle tanımlanıyor:
“Kaçınılmazlık, önüne geçmenin imkânsız olduğu veya ne kadar özen gösterirse göstersin, hangi tedbir alınırsa alınsın oluşması engellenemeyen bir durumu ifade eder. İşverenin mevzuatta yer almasa bile iş sağlığı ve güvenliği yönünden aklın, bilimin, tekniğin gerekli gördüğü her türlü önlemi almak zorunda olduğu Yargıtayın yerleşik içtihatlarındandır.”