Merkez Bankası rakamlarına göre Mart 2022 itibariyle son 1 yılda parası olanlar varlıklarını ikiye katladı. Zenginlerin varlığı 2 trilyon 690 milyar TL’den 4 trilyon 310 milyar TL’ye çıktı. Bu tutarın 705 milyarı kurdaki artış nedeniyle DTH mevduattan, 350 milyarı TL mevduattan, 183 milyarı altın mevduatından, 106 milyarı hisse fiyatındaki artıştan, 200 milyardan fazlası fonlardan geldi.
Parası olmayan vatandaşın borcu 200 milyar lira arttı ve 1.1 trilyon lirayı aştı. Borç artışının 120 milyarı kredi kartı, 75 milyarı da ihtiyaç kredisi artışı kaynaklı. Enflasyona rağmen kredi kartında kulanım oranının yüzde 49’dan 48’e düşmesi harcama açısından çanların çaldığını gösterdi.
Merkez Bankası Finansal İstikrar Raporu, pandeminin etkileri devam ederken Merkez Bankası politikaları, küresel enflasyon ve Ukrayna-Rusya savaşı nedeniyle kur ve enflasyon artışı ile tanımlayacağımız son 1 yılda paralıların varlığını TL bazında ikiye katladığını gösterdi.
Rapora göre Mart 2022 itibariyle son 1 yılda Türkiye’de hane halkı varlıkları tam ikiye katlandı ve 2 trilyon 310 milyar liradan 4 trilyon 310 milyar liraya yükseldi. Her ne kadar Merkez Bankası bu rakamı tüm vatandaşlara mal etse de biliyoruz ki finansal varlıklar büyük oranda sadece toplumun küçük bir kısmına ait. Diğer yandan hane halkı yükümlülükleri yani borçları ise 200 milyar lira tırmanarak 937 milyar liradan 1 trilyon 137 milyar liraya çıktı. Borçlananların da yüzde 71’ini çalışanların oluşturduğu orta ve alt gelir grubu oluşturdu.
VARLIĞI DOLAR VE ALTIN HESAPLARI KATLADI
HaberTürk’ten Rahim Ak’ın haberine göre; rapor enflasyon ve kur artışının toplumun her kesimini aynı oranda etkilemediğini bir kesimi yani varlıklıları daha da zengin yaparken çalışanlar başta olmak üzere orta ve alt kesimlerin ise daha da borçlanarak ancak ayakta kalabildiklerini ortaya koydu. Böylece varlıklılar ile orta ve alt kesimin bir kez daha ayını gemide olmadığı ortaya çıkmış oldu. Zira varlıklılar varlığını katlarken alt gelir grubunun teknesi su aldı. Rapora göre Mart 2022 itibariyle son 1 yılda zenginlerin varlığı 2 trilyon 690 milyardan 4 trilyon 310 milyar liraya çıktı. Bu tutarın 705 milyarı kurdaki artış nedeniyle DTH mevduattan, 350 milyarı TL mevduattan, 183 milyarı altın mevduatından, 106 milyarı hisse fiyatındaki artıştan ve 200 milyardan fazlası fonlardan geldi.
ORTA DİREK İHTİYAÇ KREDİSİ KULLANDI
Buna karşı parası olmayan vatandaşın borcu 200 milyar lira arttı ve 1,1 trilyon lirayı aştı. Borç artışının 120 milyar lirası kredi kartı 75 milyar lirası da ihtiyaç kredisi artışı kaynaklı oldu. İhtiyaç kredisi borcu olan kişilerin yaklaşık yüzde 80’i düşük tutarlı kredi borcuna (50 bin TL altı) sahip. Bu kişilerin kredi borcu toplam ihtiyaç kredilerinin yaklaşık yüzde 40’ını oluşturuyor. 2020 yılı ikinci çeyreğinde pandeminin hanehalkı üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletmek amacıyla “Temel İhtiyaç Destek Paketi” kapsamında düşük tutarlı kullandırılan kredilerin 0-50 bin TL kırılımındaki kredi bakiyesi ve müşteri sayısındaki artışta etkili olduğu görüldü. Nitekim 50 bin TL altı grupta kişi başı borç bakiyesinin ortalama 15 bin TL civarında olduğu anlaşıldı. 2020 üçüncü çeyrekten itibaren ise borç artışının önemli bir kısmının 50 bin TL üzeri (orta direk vatandaş) kredi borcu olan kesimden geldiği tablolara yansıdı. Bu kesimin toplam borç bakiyesi önemli artış kaydederek 2022 yılı Mart ayı itibarıyla 259 milyar TL’ye, borç bakiyesinin toplam ihtiyaç kredisi bakiyesi içindeki payı ise yüzde 59’a yükseldi. Bu yükselişte bir yandan gelirin yetmemesi diğer yandan tüketici ürün fiyatlarında gözlenen artışlar ve enflasyon beklentisiyle öne çekilen talebin etkisi olduğu tahmin ediliyor.
KREDİ KARTI LİMİTİNDE İLGİNÇ GERİLEME
Enflasyona rağmen kredi kartında limit kulanım oranının yüzde 49’dan 48’e düşmesi harcama açısından çanların çaldığını gösterdi. Normal şartlarda bu fiyat artışı ile limit kullanımının giderek artması bekleniyordu. Konut kredisi borçlu kişi sayısında ise kayda değer bir değişim olmadı. Öte yandan, kredi kullanımlarında ücretli çalışanların payının 2021 yılı üçüncü çeyreğinde bir miktar gerilemekle birlikte halen yüzde 70’in üzerindeki yüksek seyrini koruduğu göze çarptı. Gelir oynaklığı düşük ücretli kesimin payının son yıllarda artması aynı zamanda hanehalkı kredi riskini sınırlıyor.